NİCE 400’LERE…

Bu ay size bir derginin, Otomobil Magazin dergisinin, yaşama dahil oluşunun ve 33 yılda, 400. sayıya nasıl ulaştığının öyküsünü anlatacağım.

Hakki Tolunay

49 yıl önce Hürriyet gazetesinin dergilerinde, magazin muhabiri olarak başladığım gazetecilik hayatımda, gönlümde, hep otomobil vardı.
Bu sevdama, Karacan Yayınlarında, Playboy dergisi yayınlanırken ulaştım.
Playboy’a otomobil sayfası yapmak istiyordum. Sonuçta bir erkek dergisiydi… Ve Otomobil erkek tutkusuydu. Allahtan yayınevinin sahibi Ali Karacan da bir otomobil tutkunuydu. İzin çıktı. Otomobil sayfaları tuttu, ve tiraja katkısı oldu. İşte otomobil sevdama bir gazeteci olarak böyle kavuştum.

Sonra ikinci evliliğimi yaparken babalarımız nikah şahidimiz olan rahmetli Nezih Demirkent’e bir ricada bulundular:
“Bu adam, artık evlendi. Playboy’da çıplak kızlarla uğraşıyor. Bunu bu hayattan çek kurtar.”

Ben iktisat fakültesi mezunuyum. Bir süre sonra, bir ekonomi gazetesi olan Dünya Gazetesine çağırdı beni Nezih Demirkent:
“Bırak artık şu çıplak kızları. Gel benim gazetede ekonomi muhabiri ol”
Gitmesine gittim. Ama, aklım fikrim otomobillerde. Dünya gazetesinin OTO dergisi vardı. Neredeyse günümün yarısı, derginin yayınlandığı Ünsal Altuğ’un odasında geçiyordu. Nezih Bey bunu duymuş yanına çağırdı.
“Sen otomobillerden anlıyorsun. Şu bizim otomobil dergisine bir el at.” dedi.
Canıma minnet. Hemen kolları sıvadım. Başarıya da ulaştım. Önce derginin adına motor spor sloganını ekledim. OTO MOTO SPOR oldu derginin adı. Yeni otomobilleri, dünyada otomotivdeki gelişmeleri yayınlıyordum. Çünkü Türkiye’de sadece iki marka vardi. Renault ve Tofaş. 12’ler ile kuş serisi 131’ler üretiliyordu. Ama TTOK, yani Turing otomobil klübünün gözetmenliğinde, Tırmanma, rally cross ve ralliler düzenleniyordu. Ben dergide bunların haberini yapıyordum. Dergi tamamen değişmişti. Bu yarışların en ünlüsü de “Günaydın Rallisi” idi. Dergi Nezih Demirkent’e aitti. Ama, herkes bana derginin varlığını sürdürmek için yardım ediyordu. Bunların Başında da Gunaydın Gazetesinin Genel Müdürü Berkan Kılıç geliyordu. Berkan Ağabey, her ayın ilk Salısı, gazeteye bir sütuna 10cm bir ilan koyduruyordu. Ve… Dergi 400-450 satıştan, 7500 lere gelmişti. Tam bu sıralarda, Sabah Gazetesinin köşe yazarı Sayın Güneri Civaoğlu, bir yayınevi kurmuştu. Marina Yayıncılık. Bir yatch dergisi çıkaracaktı. Birileri adımı vermiş. Yayıncılık bilgilerimin dergiye destek verebileceğini söylemiş. Beni çağırdı. Hikayesi uzundur bu başlangıcın. Inşallah ileride kitabımda yer vereceğim bu anılara. Kısaca şunu söyleyebilirim. Nezih Bey benim başka bir yayınevinin kuruluşuna destek vermeme kızmıştı. Çok yüksek bir maaşla Marina Yayıncılık’ a transfer olmuştum.

Her şey muhteşem gidiyordu. Yatch Türkiye dergisi tutmuş, iyi bir satışa ulaşmıştı. Bu arada Gelişim Yayınları’nın kapanan Spor dergisinin elemanlarını transfer edip biz çıkarmaya başlamıştık, bir de Astrolojik, Burç Dergisi vardı yaklaşık 20 yıldır yayınlanan. Önemli Yayınevlerinin arasına girmiştik.
Ama benim aklımdan Otomobiller çıkmıyordu.

Güneri Bey’i bir türlü ikna edemiyordum.
“Tutmaz şekerim” diyordu Güneri Bey. “Bu kadar karlı giderken, bütün karını arabalara yükleyip çöpe atacaksın.”
Ben yine de bir prototip hazırlıyordum gizliden gizliye.
Bir akşam fikir alışverişinde bulunmak üzere, Rahmetli Renç Koçibey ile o günlerin ünlü co-pilotu Can Ünlü ile odamda toplandık. Sohbet sohbeti açtı saat geç oldu. O sırada kapı açıldı, Güneri Bey girdi içeri, Renç ile Can’ı tanıştırdım. “Gelin sohbete benim odamda devam edelim”dedi Güneri Bey.

Odasında, eski günlerden Renç’in yarış anılarından, rahmetli Lemi Tanca ile yarışırken, yorgunluktan, parkurda gördükleri halüsinasyonlardan, birbirlerinin kuyruklarını hortumlarıyla tutup tek sıra yürüyen fillerden söz ederken Güneri Bey elini kaldırıp bizi susturdu.
“Hakki bu anılar da olacak mı derginde?’ diye sordu.
“Evet” cevabını alınca da.
“Izin veriyorum çıkartabilirsin dergini” dedi.
Hep Türkiye Yatch dergisi için “benim dergim”, Otomobil için de “senin dergin derdi.
Gerçekten de Otomobil benim dergim oldu. Pek çok başarıya imza attı. Güneri Bey Erol Aksoy ile anlaşıp SHOW Tv’yi kurmaya giderken, yayınevini kapattı. Otomobil dergisini de bana hediye etti.
Muradıma ermiştim.

Artık mesleğim gazetecilikle hobim olan otomobili bir arada yürütecektim. Az insana nasip olur. Hobi ile mesleğini bir arada yürütmek.
Tam 400 aydır, özveri, başarı, zaman zaman da ülke krizleriyle başa çıkarak yayın hayatını sürdürüyor.

Can Ünlü derginin ilk yazı işleri Müdürü oldu. Ardından daha sonraları Ford’da Özel Projeler, ve otomobil sporlarından sorumlu müdür olan derginin ikinci yazı işleri müdürlüğünü Yalçın Arsan üstlendi. Şimdi Otoshow’ün genel Yayın Yönetmeni olan Hırant Kasapoğlu 3. yazı isleri müdürü idi.
Rahmetli Berk Ertükel, Yazı işleri Müdürü iken, dergini art direktörlüğünü, Rahmetli Ömer Koçyiğit yapıyordu. Son Yazı Işleri Müdürü de hala bize dışarıdan destek veren, bu sayıda da yazısını okuyacağınız Alev Altınkaynak idi.

Kimler geldi kimler geçti 400 sayıda. Desteklerini esirgemeden. Mert Yilmaz ile Yiğit Top, elele tutuşup “Biz bu dergide çalışmak istiyoruz.” diye gelen iki lise mezunu gençti.
Dayısı “Al bunu, eti senin kemiği benim” diye ofis boy olarak yollanan Kendisindeki yeteneği birkaç ay içinde fark edilip, muhabir yaptığım, sonra derginin demirbaşlarından olan Murat Tosun. Sonra Ahmet Sait Ozen, Osman Yavuz, Onur Arseven, Murat Özçelik, Yavuz Sönmez, Elif Tolunay, Deniz Izgi ve Doğan Kabak. Hepinize binlerce teşekkürler.
400 sayının birinde olmasa bir diğerinde katkısı olanlara şükranlarımızı sunuyoruz.

Ve… Elbette son 19 yıldır derginin temel direği, art direktör ve internet sitemizin sorumlusu Bayram Bayramçavuş.

Binlerce teşekkürler…